Son günlerde medyumluk mesleği adı altında dolandırıcılık yapan sahtekarlar, birçok kişinin hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle "büyü yapabilirim" vaadiyle kapılarını çalan bu sahte medyumlar, zihinleri karıştırıp insanları korkutarak dolandırıcılık yapıyor. Son örneklerinden biri, bir vatandaşın eve gelen sahte medyumun "Üzerinde büyü var!" ifadesiyle kapısını çalması sonucu yaşandı. Bu tür olaylar gün geçtikçe artarken, toplumda ciddi bir güven kaybına neden oluyor.
Sahte medyumlar, amaçlarına ulaşmak için çeşitli psikolojik taktikler kullanıyorlar. İlk olarak, kurbanlarının zayıflıklarını belirliyorlar. Çoğunlukla maddi sıkıntı, ilişki sorunları veya sağlık problemleri gibi durumlarla karşılaşan bireyleri hedef alıyorlar. Bu kişiler, sahte medyumların kurbanı olduklarında, karşılarındaki kişinin güler yüzü ve yalın bir dille merhamet dolu vaadinde kayboldular. Sahte medyumlar, genellikle "kötü enerjiler" veya "büyüler" gibi kavramlar üzerinden psikolojik bir baskı kurarak, kurbanlarını manipüle ediyorlar. Bu süreç, çoğunlukla kurbanların kendilerini çaresiz hissetmesine neden oluyor.
Sahte medyumlar, dolandırıcılık faaliyetlerinde birçok farklı yönteme başvuruyor. Kurbanları ile kurdukları ilişki derinleştikçe, onları daha fazla paraya ihtiyaç duyacakları bir duruma sürüklüyorlar. İlk önce birkaç yüz lira alarak başlamalarına rağmen, zamanla bu miktarın binlerce liraları bulabiliyor. "Büyü kaldırmam için daha fazla para vermeniz gerekiyor" yalanı, sıkça başvurulan bir stratejidir. Elde ettikleri parayı serbest bir şekilde harcayan bu sahte medyumlar, mağdurlarına bırakılan psikolojik zarar ile de büyük bir sorun yaratıyor.
Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte bu tür dolandırıcılıklar daha da yaygınlaştı. İnternette "medyum" arayışında olan kişilere, sahte hesaplarla dolandırıcılar ulaşabiliyor. Doğru bilgilendirilmez ve uyarılmazsa, bu durum geniş çaplı bir toplumsal sorun haline gelebilir. Uzmanlar bu tür dolandırıcılıklara karşı toplumu bilinçlendirme çağrısı yaparken, bireylerin dikkatli olmaları ve bu tuzaklara düşmemeleri gerektiğini vurguluyor.
Toplumda sahte medyum dolandırıcılıklarına karşı bir farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen seminerler ve etkinlikler de artış gösterdi. Bu tür etkinliklerde, topluma bu konuda bilinçlendirme yapılmakta ve dolandırıcılıktan korunma yolları hakkında bilgi verilmektedir. Mağdurlar, yaşadıkları deneyimleri anlatarak başkalarının benzer duruma düşmemesi için mücadele ediyorlar. Her bireyin bu hikayelerden ders alması ve ruhsal sağlığını korumak adına dikkatli olması, son derece önemli.
Tüm bu yaşananların ışığında, sahte medyum dolandırıcılığının önüne geçmek için toplum olarak daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği bir gerçek. Kimse, bir anlık çaresizliklerle bu tür tehlikelerle karşılaşmamalı. Kendi içimizde, "Kandırılmayacak kadar akıllı mı?" sorusunu sorarak, çevremizdeki insanları korumak da bizim sorumluluğumuzdur.
Bu bağlamda, her bireyin çevresindeki insanları bilinçlendirmesi, toplumda daha sağlıklı bir bilinç oluşturulması için önemli bir adım olacaktır. Sahte medyumların kapımıza dayandığı bu açık ve net gerçeklikte, kendimizi ve çevremizi korumak için her türlü önlemi almak artık zaruridir.