Türkiye, Şubat ayında açıklanacak enflasyon verilerine odaklanmış durumda. Ev sahipleri, kiracılar ve ekonomik araştırmacılar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanacak bu verilerin, kira zammı ve ekonomik istikrar açısından kritik önem taşıdığına inanıyor. Geçtiğimiz ay, Ocak 2025’te Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri, aylık bazda %5,03 artış kaydetmiş ve yıllık bazda %42,12'ye gerilemişti. Şimdi ise gözler, şubat ayı verileri üzerinde yoğunlaşmış durumda.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanacak olan şubat ayı enflasyon verileri için tarih 3 Mart 2025 olarak belirlendi. Saat 10.00'da açıklanacak bu veriler, özellikle kira sözleşmeleri sona eren kiracılar ile ev sahipleri arasında büyük bir tartışma ve müzakere kaynağı olacak. Kiracılar, güncel TÜFE verileri üzerinden yapılan zamların ne kadar olacağını merakla bekliyor. Ev sahipleri de, şubat ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla birlikte, kira sözleşmelerine yansıtacakları zam oranını belirleyeceklerdir. Bu durum, ekonomik dengenin yanı sıra kiracı-ev sahibi ilişkilerini de doğrudan etkiliyor.
AA Finans tarafından yürütülen bir anket kapsamında, 20 ekonomistin katılımıyla oluşturulan Şubat ayı enflasyon beklentisi ortalaması %2,97 olarak belirlenmiştir. Bu sonuçlar, ekonomistlerin enflasyon beklentileri konusunda ne kadar farklı düşündüklerini ortaya koyuyor. Beklentiler aralığı %2,30 ile %3,40 arasında değişirken, bu tahminler, bir önceki ayki yıllık enflasyonun %40’a gerileyeceğini öngörüyor. Ekonomistler, 2025 yılı sonuna ilişkin enflasyon beklentisini %28,67 olarak belirlerken, TÜFE'nin 12 ay sonrası için %25,38'den %25,26'ya gerileyeceği tahmin ediliyor. Bu durum, enflasyondaki genel düşüş eğilimini göstermesi açısından önemli bir veri niteliği taşıyor.
Bu bağlamda, kiracılar ve ev sahipleri için, şubat ayı enflasyon verilerinin açıklanması yalnızca bir sayı olmaktan öte, gelecekteki ekonomik planlamalar için kritik bir yol gösterici olacak. Ekonomik aktivitenin ve para politikalarının etkinliği, kira fiyatlarının seyrini belirlemede önemli bir etken olmayı sürdürüyor. Dolayısıyla, verilerin açıklandığı 3 Mart 2025’te nelerin yaşanacağı merakla beklenmektedir.
Sonuç olarak, bu açıklama yalnızca ekonomik bir veri değil, aynı zamanda insanların günlük yaşamlarını, bütçelerini ve kira anlaşmalarını da şekillendirecek bir dinamik. Merakla beklenen bu verilerin, Türkiye ekonomisindeki gidişatı ve kiralar üzerindeki etkisini hep birlikte izleyeceğiz.